Her şey gibi yağmurlarımızı da çalıyorlar…

  • Konbuyu başlatan Padişahbet
  • Başlangıç tarihi
P

Padişahbet

Administrator
Yönetici
Söze 'Yağmurları dahi çalıyorlar' diye başlasak her gerçeği komplo teorisinin karanlığına iteklemeyi marifet bilenler bize güler, hazır verileni almaktan uyuşmuş beyinlerine bakmadan kendilerince zekâmızla alay ederler mi? Emin olun alay da ederler gülerler de.

Aklının almadığı her şeye sistemin işaret ettiği üzere yok saymayı marifet bilenler, bu müdahalelerin hâlâ gerçek olamayacağına inansalar da ABD'de ilk bulut tohumlama teknikleri 1940'lara dayanıyor. Teknik, en sade haliyle gökyüzündeki bulutların toplanıp, birleştirilerek büyütülmesinden ibaret. Basitçe bulutların içindeki parçacıklar birleştirilerek, yeryüzüne düşen ve yolda karşılaştıkları diğer parçacıkları da kendilerine katarak yağmur veya kar oluşturma işi bu.


Oysa bizim akıl küpleri hâlâ 'komplo teorisi' olarak değerlendirse de yağmur hırsızlığının tarihi oldukça eski. Dünya çapında birçok ülke tarafından çoktandır yapılıyor. Dost ve düşmanların aşırı kuraklık ya da yağışlarla zarar vermek için havayı manipüle etmesi herkesin gündeminde. Yani bir ülkede kuraklık yaşanırken diğerinde alışık olunmayan aşırı yağışların olması epeydir 'yağmur hırsızlığı" olarak tanımlanıyor.

Peki, nasıl çalınıyor yağmur bulutları?

"Yağmur bulutlarını çalmak", ülkelerin veya bölgelerin hava modellerini değiştirmek ve bulutları belirli bir alandan uzaklaştırmak için uygun teknolojinin kullanıldığı 'bulut tohumlama' uygulamasına atıfta bulunan bir ifade aslında. Bulut tohumlaması yağış (yağmur veya kar) oluşumunu teşvik etmek için ülkelerin üzerlerinden geçen bulutlara gümüş iyodür veya kuru buz gibi maddelerin saçılmasıyla gerçekleştirildiği bir hava modifikasyon tekniği.

Gerçekten hırsızlık mı?​


Peki, bu teknik gerçekten hırsızlık olarak değerlendirilebilir mi?

Tabii ki! Bir ülke kendince hareket eden bulutları tohumlayarak yüklenen yağmuru kendi topraklarına boşaltırken, diğer ülkenin yağışlarındaki düşüşü tamamen tabiî hava hareketlerine veya diğer faktörlere bağlaması saflık olmaz mı? Çünkü bulut tohumlaması yapan ülke, yapay müdahalelerle bal gibi ikinci ülkenin yağmurunu çalıyor.

2022'de İran, İsrail ve BAE'yi bulut tohumlaması yoluyla yağmurlarını "çalmakla" suçladı. Yaşadığı uzun kuraklığın nedeninin, her türden ambargonun üzerine bir de hava modifikasyonlarıyla yağmuruna, suyuna yapılmasından kaynaklandığını söylemesi çok da uçuk bir düşünce değildi. Hele de 'bulut tohumlama' adı verilen teknik uzun yıllardır kullanılıyorken.

Aklının almadığı her şeye sistemin işaret ettiği üzere yok saymayı marifet bilenler, bu müdahalelerin hâlâ gerçek olamayacağına inansalar da ABD'de ilk bulut tohumlama teknikleri 1940'lara dayanıyor. Teknik, en sade haliyle gökyüzündeki bulutların toplanıp, birleştirilerek büyütülmesinden ibaret. Basitçe bulutların içindeki parçacıklar birleştirilerek, yeryüzüne düşen ve yolda karşılaştıkları diğer parçacıkları da kendilerine katarak yağmur veya kar oluşturma işi bu.

resized_40500-c0eae18aadobestock_1658518154.jpg


Bunu başarmak için buluta çoğunlukla gümüş iyodür gibi maddeler veriliyor. Gümüş iyodür, fotoğrafçılıkta ve tıpta antiseptik olarak kullanılan, buzunkine benzer kristal yapıya sahip kimyevî bir bileşik. Yağmur yağdırmak amacıyla yapılan bulut tohumlamada ise donmaya sebebiyet veriyor.

İtibarı zedelenmiş bir yöntem​


Günümüzde sözde iklim değişikliğiyle mücadele için muazzam bir jeo-mühendislik tekniği olarak tanıtılmayı bekleyen bulut tohumlama aslında itibarı çoktan zedelenmiş bir teknik. ABD, Vietnam Savaşı'nda ülkelerini savunan Vietnam birliklerinin ilerleyişini yavaşlatan sel baskınları için bu tekniği kullandı. 20. yüzyılın insanlık trajedilerinden biri olan Vietnam savaşında 2 ila 4 milyon sivil ve askerin hayatını kaybettiği biliniyor. Savaş sırasında ölen, yaralanan, acı çeken insanların çoğu kendilerine büyük zorluklar yaşatan yağmurun, sellerin Allah'ın değil, şeytanın işi olduğunu tabiatıyla hiç bilemediler.

1976'da BM'nin, Çevresel Modifikasyon Tekniklerinin Askeri veya Diğer Düşmanca Amaçlarla Kullanımının Yasaklanması Sözleşmesi (ENMOD) olan Çevresel Modifikasyon Sözleşmesi, aslında ilk ABD'nin Vietnam'da işlediği iklimsel suçlar yüzünden gelmişti gündeme. ENMOD ile birlikte yaygın, uzun süreli veya ciddi etkilere neden olabilecek iklimsel modifikasyon tekniklerinin askeri veya diğer düşmanca amaçlarla kullanılması yasaklandı. Fakat o tarihten sonra ülkeler arasında düşmanca ya da bencil duygularla hava modifikasyonlarının yapılmadığını söylemek kolay değil. Öyle olmasa bugün BM eski Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un eski iklim danışmanı ve iklim politikası uzmanı Tracy Raczek, ENMOD'u kastederek "sıfırdan başlamaya gerek yok, bu konuda uluslararası bir anlaşma zaten mevcut. Ancak ihmal ediliyor" deme gereğini duyar mıydı?

1978'de yürürlüğe girdi ama...​


ENMOD 1978'de yürürlüğe girdi. ABD, Çin, İngiltere, Almanya ve Rusya dâhil 78 ülke tarafından onaylandı. Lakin BM Üniversitesi Su, Çevre ve Sağlık Enstitüsü Direktörü Kaveh Madani'n de dediği gibi hava modifikasyonu çalışmalarının önlenmesi hususunda her zaman zayıf kaldı. Anlaşmanın, dünyanın bugün karşı karşıya olduğu sorunlarla başa çıkmak için yeterli olmadığını ve ulusların haklarını koruyamadığı gerçeğini Madani gibi çok kişi kabul ediyor artık.

Tracy Raczek "uluslararası toplumun bulut tohumlama ve diğer hava durumu modifikasyon teknolojilerinin güvenlik riskleri konusunda uluslararası politikayı bir an önce güçlendirmesi' gerektiğini söylerken de yaklaşan tehlikeye işaret ediyor. Çünkü ENMOD'a rağmen düşmanca amaçlarla "bulut ya da yağmur çalma" hâdiseleri hep yaşandı, yaşanıyor. İran, 2022 yılında İsrail ve BAE'yi bulut tohumlaması yoluyla yağmurlarını "çalmakla" suçlamasından çok önce, 2011 yılında da Avrupa'yı bulutlarını çalmakla suçlamıştı. 2018 yılında bir İranlı ordu generali aynı iddiayla israili suçladığında ise olay kriz boyutuna gelmişti. İran, yerel çiftçilerin şiddetle protestolarına neden olacak kadar büyük bir kuraklığın pençesindeydi ve yaşadığı haksızlığı dünyaya duyurmak istiyordu.

Rusya da Çernobil zamanı yapmış​


resized_165b7-9177ec44adobestock_454568174.jpg


Sovyetler Birliği döneminde 1986 yılında yaşanan Çernobil kazasının ardından Belarus'a yağmur yağdırmak ve böylece Moskova'yı radyoaktif yağmurdan korumak için Rusya'nın da bulut tohumladığı iddiası ise Çernobil'in hassasiyeti nedeniyle fazla gündemde kalmadı. Çin, hava şartlarını kontrol etmek için 2022 Kış Olimpiyatları sırasında bulut tohumlamayı uyguladı. Çin'in daha önce de 2008 Olimpiyat Oyunları'nın kuru kalmasını sağlamak ve yağmur bulutlarının Olimpiyatların açılış törenini mahvetmesini engellemek için bulutları dağıtacak bir roket ve uçak cephaneliği hazırladığı basına yansımıştı. Yaklaşan bulutları stadyuma ulaşmadan önce boşaltmak amacıyla gümüş iyodür ihtiva eden roket veya toplara ilave olarak katalizörleri bırakmak üzere üç uçağın hazırda bekletildiği de haberlerde yer almıştı.

Rus itfaiyecilerin 2020'de Sibirya'da çıkan orman yangınları sırasında yağmur yağdırmak için bulut tohumladığı da biliniyor. Gezegenin en sıcak ve en kurak bölgesi olan Orta Doğu'da, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerin yapay yollarla daha fazla suya erişim sağlama çabalarını arttırdıklarını biliyoruz.

Bu işler 1940'larda başladı​


ABD'nin de daha 1940'lı yıllarda hava modifikasyonu çalışmalarını aklına koyduğunu söylemiştik. Havayı kontrol etmenin, hem askerî operasyonlar da hem de sivil hayatı etkilemede avantajının büyük olacağı düşüncesini 2. Dünya Savaşı sırasında keşfetmişlerdi. Bugün, düşmanca hava müdahaleleri için savaşta olmak da gerekmiyor. Barışta da bulutların engellenmesiyle oluşturulan kuraklığın yanında tohumlanan bulutların gönderilmesiyle oluşacak aşırı yağmur, hedefteki ülkenin toprağındaki ekininden hayatın diğer her eylemini olumsuz etkileyebilecek bir güç sağlayabiliyor. Sadece yağmur da değil hava modifikasyonlarıyla kar, dolu, sis, fırtına gibi diğer hava olayları da istenildiğinde o ülkenin bütün hayatını felç edebilecek şekilde dışarıdan müdahale ile değiştirilebiliyor.

Hava durumunu değiştirebilme gücü, bir tür hava durumuna sahip olmak anlamına geldiği için tabiatıyla hep cezbedici oldu. Teknikle ilgilenenler daha başında istendiğinde bütünüyle yeni hava koşullarının oluşturulması, fırtınaların, yağmurların şiddetinin hafifletilmesi veya artırılması ya da geniş kapsamlı ve uzun süreli küresel düzeyde iklimin tamamen değiştirilebilmesi gibi büyük ve de tehlikeli hedefler koymuşlardı önlerine. Bugün ülkelerin birbirilerini suçladıkları yağmurların çalınması, birinin diğerinin havasına yağış veya sis ile müdahale etmesi gibi şeyler artık çocuk oyuncağı hava modifikasyonları olarak görülüyor.

Yeterli teknolojik alt yapıya sahip her ülkenin, hava sahasından geçen bulutlarla istediğini yapabileceği artık herkesçe kabul gören bir gerçek. Bugün, bulutları "düzenli" yağmur sağlamak için manipüle eden yaklaşık 50 devletin olduğu söyleniyor. Bulut tohumlama deneyleri Çin, Rusya, ABD, Kanada, Körfez ülkeleri, Fransa ve israilde düzenli olarak yapılıyor.

Yeterli teknolojik alt yapıya sahip her ülkenin, hava sahasından geçen bulutlarla istediğini yapabileceği artık herkesçe kabul gören bir gerçek. Bugün, bulutları 'düzenli' yağmur sağlamak için manipüle eden yaklaşık 50 devletin olduğu söyleniyor. Bulut tohumlama deneyleri Çin, Rusya, ABD, Kanada, Körfez ülkeleri, Fransa ve israilde düzenli olarak yapılıyor.


Çin 1 milyar dolar yatırım yaptı​


Çin, dünyanın en büyük bulut tohumlama sistemine sahip. Bulutları güdümlemek için yalnızca beş yıl boyunca 1 milyar dolar yatırım yaptı. Tarımsal üretimini etkileyebilecek kuraklık ve dolu fırtınalarını önlemek amacıyla bu tekniklere muazzam miktarda para yatırmaya devam ediyor. 2020 yılında o zamana kadar çok hedefli bir şekilde test edilen bulut tohumlama programını, 2025 yılına kadar topraklarının yarısından fazlasında uygulamaya niyetli olduğunu açıklamıştı. Bugünlerde haberlerde görüp şaşırdığımız Körfez ülkelerinde sellere neden olan aşırı yağışların arkasında da bulutlardaki elektrik deşarjlarını kullanarak yapılan tohumlama teknikleri var. Fransa'da ANELFA isimli bir dernek, bağlara zarar veren doluyla mücadele amacıyla bu alanda epeydir araştırmalar yürütmesiyle biliniyor.

Bulut manipülasyon teknikleri aktif halde kullanılıyorken, hâlâ etkinliğinin tartışmalı olduğunu söyleyenlerin olmasına ne demeli bilinmez ama bu teknikler akıllara çok önemli iki soruyu da getiriyor. İlki, su kaynaklarının mülkiyetiyle ilgili. Bugün önemsiz bir konu gibi görünse de su kaynakları zamanla kıtlaştıkça, komşu ülkeler arasında yağmurun "kimin" mülkiyetinde olduğu konusunda bir başka su anlaşmazlığı riski ortaya çıkacak gibi. Çünkü ortadaki gerçek şu ki, bir ülke kendi toprakları üzerinde tohumlama yapıp "yağmur yağdırmaya" karar verdiğinde, komşu ülkeye yağacak yağmuru "çalmış" oluyor.

Eyaletler arası yağmur savaşı​


Bugün ABD'de eyaletler arasında dahi yağmur çalma suçlamaları başlamış durumda. Colorado Nehri havzasındaki su kıtlığını gidermek için önerilen başlıca stratejilerden biri, geçen bulutlardan daha fazla yağmur yağması umuduyla atmosfere gümüş iyodür gibi bir kimyasalın püskürtüldüğü bir uygulama olan bulut tohumlamasıydı. Kara-atmosfer-su değişimlerine dair bilgilerimizi göz önüne aldığımızda bu müdahalenin yağmuru çalmak olacağı ortada. Nitekim Nebraska veya Kansas gibi rüzgâr altı eyaletlerinin, rüzgâr üstü bulut tohumlama yapan bir eyalete sularını çaldığı gerekçesiyle dava açmasının an meselesi olduğu söyleniyor.

İkinci soru, bulutları tohumlamak için kullanılan maddelerin çevre ve sağlık üzerindeki etkileriyle ilgili. Büyük miktarlarda gümüş iyodürün kullanılmasının insan sağlığı için de biyolojik çeşitlilik için de çok tehlikeli olacağını tahmin etmek zor değil. Ekoloji ve Hidroloji Merkezi tarafından 2000'li yılların başında yürütülen bir İngiliz araştırması, gümüş iyodürün belirli bir konsantrasyonun altında çevre için toksik olmadığını, ancak maddenin "son derece çözünmez" olarak tanımlandığını ortaya koymuştu. Belirli bir konsantrasyonun altında demesi, bilen için tehlikenin varlığına işaret ediyor aslında. Çünkü açıklama, gümüş iyodürün birikerek uzun vadede zararının ortaya çıkabileceği mânâsına geliyor. Bu, iklim değişikliğinin en büyük etkilerinden olacağı söylenen gıda açığını insanın kendi elleriyle büyütmesi anlamına geliyor.

Unutmamak gerekiyor ki insana ve tabiata dair her yapay müdahale gibi iklim müdahaleleri ve manipülasyon çalışmaları da kendi risklerini beraberinde getirecekti, getiriyor. Müdahalede bulunanlar itiraf etmeseler de bulut tohumlama gibi hava modifikasyonu usûlleri daha fazla yağmur derdine, büyük sellere neden olabileceği gibi uzun ve tehlikeli kuraklıkları da beraberinde getirebiliyor. Bu türden aşırı yağmurlar veya kuraklıklar, besin zincirlerimizi, biyo-çeşitliliği, çevre dengesini olumsuz etkileyeceği için ardından ciddi jeopolitik çatışmaların ve büyük göçlerin gelebileceğini söylemek hiç de zor değil.

Bütün olası tehlikeler gösteriyor ki Allah'ın işine burnunu sokan şeytanlar, bulutları ve yağmuru çalarken de baltayı taşa vuruyorlar. Fakat aklımıza getirmediğimiz esas soru belki de şu olmalı; ya baltalarını taşa bilerek vuruyorlarsa?
 
Geri
Üst